COVİT 19 VE İNEGÖL
Geçtiğimiz gün İnegöl Kafkas Folklör ve Kültür derneğinin girişimleri ile sivil toplum örgütlerinin davet edildiği bir toplantı yapıldı.
Toplantının amacı, İnegöl de, Covit 19 virüsünün ciddi bir artış göstermesine ilişkin dikkat çekmek ve gerekli tedbirleri almak idi.
Toplantıya başta Kaymakam, Belediye başkanı, emniyet müdürü, jandarma komutanı, sağlık müdürü olmak üzere mülki erkan ve birçok sivil toplum örgütü katıldı.
Açılış konuşmasını İnegöl Kafkas Folklor ve Kültür Derneği Başkanı Ömer Faruk Demirtaş yaptı.
Konuşmasında, İnegöl de virüs nedeni ile hasta sayısında ciddi bir artışın olduğunu, bunun da İnegöl için endişe verici boyutlara ulaştığını, dernek olarak bu konuda ne yapılması gerekirse her şeye hazır olduklarını söyledi.
Mikrofonu Kaymakam Şükrü Görücüye uzattı.
Kaymakam Görücü, Önemle ve ısrarla, sosyal mesafeye, maske takmaya ve hijyene uyulması gerekliliğine dikkat çekti.
Elde olan imkanları zorlayarak gerekli kontrol ve çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini söyledi.
Bilhassa hemşeri derneklerinin bu konuda hassasiyet göstermelerini, düğün ve cenazelerde üç temel kurala uyulmasının şart olduğuna dikkat çekerek, bu konuda onların da sorumluluk alarak ellerini taşın altına sokmalarını istedi.
Kaymakam Görücü konuşmasından sonra toplantıya katılanlara söz verdi.
Bazı dernek yöneticileri ve başkanları da aynı konulara değindi.
Bende, verilen bu mesajların yeterli olmadığına değinerek, idarecilerin inisiyatif kullanmalarına, bu nedenle de çok ciddi denetim ve cezai müeyyide uygulanması gerektiğine dikkat çektim.
Para cezasının bir yaptırım olduğunu ve kurallara uymayanlara para cezası kesilmesi halinde caydırıcı olabileceğini anlattım.
Kolluk kuvvetlerinin bu işi tam manasıyla yapmadığına değindim.
Bu konuşmam üzerine yapılan çalışmalar hakkında Kaymakam Şükrü Görücü ye bilgi veren Emniyet müdürümüz, rakamlarla bu güne kadar kaç yere denetim yaptıklarını ve kaç kişiye ceza kestiklerini açıkladı.
Bu çalışmalar yeterli mi idi, elbette ki hayır.
Eğer yeterli olsa idi, hasta sayısında bu kadar artış olmaz idi.
Kaymakamımıza, Emniyet müdürümüze ve Jandarma Komutanımıza yüklenmekte çok ta haklı sayılmazdım.
Şu bir gerçek ki;
Tabir yerinde ise yağ var, un var, şeker var, bunlar hazır olursa helva yapılır, bunlardan biri eksik olursa, helva yapılması mümkün değildir.
İnegöl ilçe statüsünde olduğu için maalesef emniyet ve jandarma teşkilatlarımız kadro konusunda sınırlı. Yani helva yapacak nitelikte değiliz.
Ben bu konuşmayı yaparken, VERMEYİNCE MABUT, NEYLESİN SULTAN MAHMUT sözündeki gibi, elde olan ekiple ancak bu kadar hizmet yapılır diye düşünemedim.
Ve kolluk kuvvetlerinin yeterince görevlerini yapmadıklarına dikkat çektiğim için üzüldüm.
Kaymakam Şükrü Görücü nün, Emniyet teşkilatımız ve Jandarma komutanlığının ellerindeki az kadroya rağmen çok ciddi hizmet verdikleri yadsınamaz.
Sorun İnegöl ün konumundan ve nüfusundan kaynaklanmakta, bunun çözümü de iktidar partisi mensuplarının elindedir.
İktidar partisinin mensupları, İnegöl ü il yaptıramıyorlarsa, hiç olmazsa yıllardan beri söylediğim gibi, İNEGÖL ÖZEL STATÜLÜ BİR İLÇE KONUMUNA GETİRİLMELİ, bunun içinde çok büyük gayret göstermelidirler.
Bu nedenle de;
Sorumluluk bilinci ile hareket eden BİR İLÇE BAŞKANINA
Herkese gülücük dağıtan Başkan yerine, Ankara yı harekete geçirecek, eylem ve söylemde bulunan CESUR BİR BELEDİYE BAŞKANINA
Her gördüğü Bakanla ve de Cumhurbaşkanı ile görüşmelerini resmetmek yerine, İnegöl için ne yaptığını ve neler yapmayı planladığını anlatan İNEGÖL AŞIĞI BİR MİLLETVEKİLİNE ihtiyaç vardır.
Yoksa İnegöl de yaşayan insanlar olarak “ Şimdi bana kaybolan yıllarımı geri verseler” diye çok haykırırız.