HİLE YAPAN ESNAF VE FARUK BEY

Osmanlı İmparatorluğu devrinde birer esnaf derneği olan loncalarda “ihtiyar heyeti” (Yönetim kurulu) nun başlıca ödevlerinden biri, yapılan işi kontrol etmekti

Yiğitbaşı lar bir uygunsuzluk görünce yapılan hileyi, dikkatsizliği haber verir, ihtiyar heyeti de o esnafı cezalandırırdı. Esnafın suçuna göre ya dükkanı birkaç gün kapatılır, ya kalfasına, çırağına ya da kendisine bir zaman için veya devamlı olarak işten el çektirilir ya da falaka dayağı atılırdı.

Bu gibi esnaf cezasını loncada çeker, hırsızların veya katillerin bulunduğu hapishanelere gönderilmezdi.

Lonca yönetim kurullarının karara bağlayamadığı olaylar kadılara bildirilirdi. Kadıların hile yapan esnafa verdikleri cezalar çok şiddetli olurdu.

Mesela;

Sakız ağacından yaptığı kılıç kabzasının üzerini siyah boya ile boyayıp abanoz ağacını taklit eden bir kılıççının meslekten çıkarıldığını o günün kaynaklarından okuyoruz.

Şimdi ise bugüne gelelim. İnegöl de yetişmiş, işi gereği İstanbul da ikamet etmekte  olan Faruk bey, İnegöl deki mobilya mağazalarının birinden mobilya alır. Aradan bir kaç ay geçer ki aldığı masa bel verir. Durumu firmaya bildirir.

Firma yetkilileri, bugün yarın, yakın zaman da değiştireceğiz der oyalar ve derken aradan yıllar geçer masayı değiştirmezler.

İşin parasında değildir Faruk bey.

Verilen sözlerin yerine getirilmediği için son derece rahatsız olur.

İlgili birkaç kişiye durumunu anlatır sonuç alamaz.

Bir kez de karşı karşıya kaldığı haksızlığı bana anlattı.

Ben de önce tanıdığım birkaç mobilyacı arkadaşıma söyledim, doğru dürüst netice alamadılar. Mobilyacılar derneğine ve dolayısıyla dernek başkanına söyledim.

Birkaç kez de kendilerine hatırlattım.

İlgileniyoruz, halledeceğiz dediler aradan aylar geçti halledilmedi.

Şimdi, Faruk bey ne yapsın, çalmadığı kapı kalmadı.

Mobilyacılar derneği yanlış yapan, sözünde durmayan esnafa söz geçiremiyorsa, bir yaptırımı yoksa, en azından bu firmayı afişe etmiyorsa bu gibi haksızlıkların önü nasıl alınacak doğrusu çok merak ediyorum.

Sahi Mobilyacılar derneği ne iş yapar, neden şikayetçi olduğumuz bu ve buna benzer şikayetler için bir yaptırım uygulamaz, neden yol yordam göstermez

İnegöl mobilyası bu mantıkla mı dünya markası olacak

Gel de şimdi Osmanlı dönemini arama.

Mehmet Hanefi YILDIRIM

Mehmet Hanefi Yıldırım kimdir ? Aslen Trabzonludur.1952 yılında Kars’ta dünyaya geldi. İlkokulu Kars’ta, Ortaokulu İstanbul Bilir Koleji’nde, liseyi ise Kars Alparslan Lisesi’nde bitirdi.  Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nin“ Medya ve İletişim” ve “Halkla İlişkiler ve Tanıtım” bölümlerinden mezun oldu. 1974 yılında Kars’ta günlük yayın yapan Ekinci gazetesinde köşe yazarı olarak gazeteciliğe başladı. Daha sonra sırasıyla Yazı İşleri Müdürlüğü ve Genel Yayın Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 1979 yılının ortalarına doğru Kars’tan ayrılarak İnegöl’e yerleşti.  1984 yılı Kasım ayında günlük yayın yapmak üzere Yıldırım gazetesini çıkarmaya başladı. 31 yıl kesintisiz Sorumlu Genel Yayın Müdürlüğü görevini üstlendi. 2015 yılının sonlarına doğru gazeteyi devretti. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün Türkiye çapında düzenlediği “Anadolu Basınını Özendirme” yarışmalarında 1985, 1988, 1989,1990 ve 2011 yıllarında fıkra ve makale dallarında birincilik ödülleri aldı. Alman Kültür Bakanlığı tarafından 1996 yılında Anadolu basınını temsil etmek üzere Almanya’ya davet edildi. Merkezi Ankara’da olan Anadolu Basın Birliği Genel sekreterliği ve yönetim kurulu üyeliği yaptı.  2021 yılında Medya Yıldırım adlı sosyal medya sitesini kurarak, basın hayatına yeniden döndü. Yerel televizyonlarda, sosyal ve siyasi söyleşi programları yaptı, yapmaya da devam ediyor. Halen Bursa Kent Konseyi başkan vekili olarak görev yapmakta, 16 yıldır İnegöl Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını yürütmekte. Sürekli Sarı Basın Kartı sahibi, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir