Üç tarafı denizlerle kaplı iki kıta üzerinde kurulan dört mevsimi doyasıya yaşayan dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşıyoruz.
Bunca güzelliğe rağmen acı bir gerçektir ki, birçok ülke gibi biz de jeolojik olarak riskli bir bölge üzerinde bulunuyoruz
Elazığ ve Malatya Depremi bir kez daha bize, nerede ise ülkemizin büyük bir bölümünde fay üzerinde yaşadığımızı hatırlattı.
41 insanımız depremde hayatlarını kaybetti, birçok büyükbaş ve küçükbaş hayvan telef oldu.
Birkaç günden beri doğal olarak depremle yatıp kalkıyor,
Bilim adamlarının görüş ve düşüncelerini dinliyoruz.
Bilim, deprem bölgelerini tespit etmeyi belirliyor da, maalesef ne zaman deprem olacağını net olarak söyleyemiyor.
Deprem riski taşıyan bölgelerdeki yetkililer, çok daha duyarlı ve her türlü önlemi almak zorundadır.
İnegöl, iki yönlü tehlike altındadır.
Bir, fay hattı üzerinde kurulmuş bir yerleşim yeri.
İki, İnegöl’ün tamamına yakını zayıf zemin. Maalesef alüminyum, su içeriği yüksek zeminler üzerinde kurulmuş.
Hal böyle olunca;
Yetkililer, çok daha dikkatli olmak ve hassasiyetle gerekli önlemleri almak için bir an önce kolları sıvamalıdır.
İnegöl deki yetkililere soruyorum.
Deprem toplanma alanları, afet toplanma alanlarımız yeterli mi.
Bu alanlarımız nerededir.
Şehrin hiçbir yerinde toplanma alanlarını gösteren tabela yok, kroki yok.
Tekerlek kırıldıktan sonra mı yol göstereceksiniz.
Toplanma noktaları levha ve işaretlerle açık bir şekilde tanımlanmalı.
İnegöl de yapı stokumuz ne durumda?
Aciliyet arz eden bölgelerin dönüşüme tabi tutulmasına ne zaman başlanacak?
İnegöl de yaşayan insanlar olarak bu depremlerden gerekli dersi aldık mı
Depremle nasıl yaşanılır bilgi ve birikimine sahip miyiz.
Yoksa tevekkeltü alallah deyip, işi Allah a mı havale ediyoruz.
Sözün özü;
Yerel yönetimler, meslek odaları ve halkın katılımı ile stratejiler geliştirmeli ve bölge halkı bilgilendirilmelidir.
Bu konuda yetkililer derhal harekete geçmelidir.
Hacim çok teşekkür ederim.Cok güzel konulara deginmissiniz.İnsallah yetkililer duyarlı olur ve gereğini yaparlar.