Yıllar önce idi.
Hiv virüsü tüm dünya da yayılmaya başladığında ülkemizde de varlığından bahsedildi.
Güzel bir bayan muhabir, vatandaşın nabzını ölçmek için, mini etek giymiş yol kenarında bekliyor.
Bayanı gören araç sürücüleri, duruyor, kimi arabasından iniyor, kimi arabasının camını açarak bayanı davet ediyor.
Bayan her davet edene ben de hiv virüsü var diyor.
Sürücülerden bazıları bu sözü duyar duymaz uzaklaşırken, büyük bir çoğunluğu;
Atın ölümü arpadan olsun.
Ölümüm senin elinden olsun yavrum.
Benim için fark etmez anam,
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Sen gel sonrasını düşünürüz gibi sözler, duyduk.
Bir tarafta anlık zevk için ölümü bile göze alan sorumsuz kesim.
Diğer tarafta ise, Sağlık Bakanının gece saat 01.00 yaptığı açıklamadan sonra,
Sabahı zor bekleyen,
Marketlere hücum eden,
Rafları boşaltan.
Eczanelerde dezenfektanla ilgili ne varsa tüketen
İki veya üç aylık erzak stoklayan
Kolonya satan iş yerlerinin önünde kuyruklar oluşturan kesim.
Birinci örnek aşırı sorumsuzluk ve vurdumduymaz lık.
İkinci örnek ise, aşırı duyarlı davranarak.
Toplumda yaratacağı tepkileri ve panikleri dikkate almamak.
Nedense bir türlü ölçüyü tutturamıyoruz.
Oysa gelişmeleri takip etsek, uyarıları dikkate alsak,
Bu işinde üstesinden geleceğimize inancım tamdır.
Lavabonuzdan tuzlu suyu eksik etmeyin lütfen.
Günde en az birkaç kez gargara yapın ve tuzlu suyu burnunuza çekmeyi ihmal etmeyin.
Virüsün adı KORONA
Bana çağrıştırdığı tek şey; KORUN HA