Fırsatları değerlendirme de üstümüze yoktur.
Yeter ki iğne deliği kadar bir boşluk bulmayalım.
Lehimize çevirmek için her türlü yolu mubah sayarız.
İş menfaate geldi mi empati yapmayı da Müslüman olmanın vecibelerini de unutur, daha fazla vurgun vurmanın yollarını ararız.
Deprem bölgesindeki kiralık evler bunun en güzel örneğidir.
Adam evini kaybetmiş, mevsim kış, başını sokacak ev arıyor.
İşte fırsatçılara ve vicdansızlara gün doğmuştur. Adamın mağduriyeti onu hiç mi hiç ilgilendirmez.
Çünkü onun için artık ganimet toplamak zamanıdır.
Birden bire kiralar iki misli üç misli artar.
Hani Müslümandık, hani dinimiz aç ve açıkta kalanlara yardım edin derdi.
Bunların hepsi unutulur,
Cami cemaati olanlar bilir, adam hatim indirir gelir hocaya bağışlar.
Hoca da bu hatim i şerifleri toplar.
Ve bir gün “ey cemaat şu kadar okunmuş hatm i şerifimiz var der hatim duası yapar.
Hatm i şeriflerden hasıl olan sevabı gerekli yerlere dağıtır, cemaatte hep bir ağızdan AMİİİNNN der.
Bonkörlüğü görüyor musunuz?
Ama aynı cemaat her nedense ticaretten hasıl olan kar ı dağıtmak için aynı fedekarlığı, aynı diyergamlığı göstermez.
Hatta dağıtmamak için kılıf arar durur..
Sorarsanız Müslümandır.
Hadi oradan be.