İşin en kolay tarafı, hatayı veya suçu başkasına yüklemektir.
Hele muhatabın basın gibi bir kurum ise, vur abalıya dercesine “Basın çarpıttı, basın manipüle etti” der, işin içinden çıkarsın.
Geçtiğimiz gün CHP İnegöl İlçe başkanı Kemal Torun yapmış olduğu konuşmasında kindar ve dindar nesil istemiyoruz demişti.
Basın bunu CHP İnegöl İlçe Başkanı DİNDAR NESİL İSTEMİYORUZ diye kamuoyuna lanse edince,
Başkan Torun çok ciddi tepki aldı.
Bu tepkiler üzerine bir basın toplantısı düzenleyen Torun,
Yapmış olduğu açıklama da; Söylediği sözün bir kısmının alındığını, yani KİNDAR kelimesinin dikkate alınmayarak sadece DİNDAR kesim üzerinde durulduğunu, bunun da doğru olmadığına vurgu yaparak basını günah keçisi olarak gösterdi.
Oysa basını suçlayacağına, sözlerinin yanlış anlaşıldığını, maksadını aşan bir cümle ağzından çıktığını söylese, daha erdemli bir iş yapmış olurdu.
Çünkü kindar ve dindar kelimeleri iki ayrı izahat içeren kelimelerdir.
Birlikte kullanılsa da yalnız kullanılsa da anlamları değişmez.
Çiçeği burnunda ilçe başkanı, dindar nesil istemiyoruz demekle CHP nin dünya görüşünü mü ortaya koydu, maksadı neydi bilemiyorum.
Bildiğim bir şey varsa, ya söylediğin sözün arkasında duracaksın, ya da söylediğin söze bahaneler uydurarak birilerini suçlamayacaksın.
Mütedeyyin CHP lileri tenzih ederim, DİNDAR NESİL İSTEMİYORUZ denilerek CHP nin altı okundan biri olan laiklik ilkesine vurgu yapıldı ise,
o zaman da kem küm etmeye lüzum yok.
Yani, evet dindar nesil istemiyoruz der işin içinden çıkarsın.
Ve birçok kesim de işte CHP nin gerçek yüzü budur der.